Yükleniyor
0   /   100

İstanbul’un Garipçe köyünde, balıkçılar hazırlık yapıyorlar. Yarın gün ağarmadan vira yelken  denize açılacaklar. Gökyüzünün uçsuz bucaksız maviliği, balıkçıların ellerindeki ağlar, insan emeğinin ve doğayla kurulan güçlü bağın bir simgesi gibi görünüyor.
Fotoğraftaki dört balıkçının ellerindeki ağlar, yalnızca bir av malzemesi değil; aynı zamanda geçim kaynağı, emeğin vücut bulmuş hali ve denizin cömertliğine duyulan güvenin bir sembolü.
Zemindeki karmaşık ağ yığını, bu zorlu işin detaylarını ve inceliklerini yansıtırken, yukarı doğru çekilen ağlar, gökyüzüne doğru yükseliyor. Belki daha bereketli bir av, belki daha sakin bir deniz için… Bu, yalnızca bir iş değil; bu bir yaşam mücadelesi ve her sabah yenilenen bir umut.
Fotoğrafın dinamiği, hareketle durağanlık arasında bir denge kuruyor. Ağlar ve balıkçılar hareketteyken, arka plandaki gökyüzünün sakinliği bir kontrast yaratıyor. Bu, balıkçıların emek yoğunluğunu ve doğanın dinginliğini bir araya getiriyor. Fotoğraf, sadece bir anı değil, bir yaşam tarzını, bir kültürü ve insan-doğa ilişkisini anlamlandırıyor.
Bu kare, balıkçıların nasırlı elleri ile denize duyulan saygıyı hissettiriyor. Adeta zaman durmuş ve bir ömür boyu hatırlanacak bir tabloya dönüşmüş gibi.

Hep bir ağızdan türkü söyleyip

Hep beraber sulardan çekmek ağı…

Demiri oya gibi işleyip hep beraber,

Hep beraber sürebilmek toprağı…

Ballı incirleri hep beraber yiyebilmek,

Yarin yanağından gayrı

Her şeyde

        her yerde

           hep beraber!

               diyebilmek için…

Nazım Hikmet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir