Uzun zamandır bekliyordu, beklemekten ve bekletilmekten hoşlanmazdı. Genelde buluşmalarına erken giderdi. Saatlerce beklese de buna değdiğini düşünürdü. Arkadaşını daha önce uyarmıştı. Fakat yine bekliyordu…
Geçen sefer daha uzun beklemişti, bu sefer ne kadar bekleyeceği belli değildi, bir dakika veya bir saat olması, uzun veya kısa olması arasında bir fark yoktu, adı üzerinde bekliyordu.
Halk arasında “beklerken ağaç oldum” sözünü anımsadı ve etrafındaki ağaçlara bakarak gülümsedi acaba etrafındakiler beklerken mi olmuştu, hani şuracıkta ağaç olsam şaşırmazdım diye düşündü tekrar tekrar gülümsedi.
Hayatımız hep beklemekle geçiyor; tren bekliyoruz, otobüs bekliyoruz, bekliyoruz da bekliyoruz. Mesela ölümü bekliyoruz, birden irkildi! Hayır! Ben beklemiyorum. Nerden çıktı şimdi bu? Ölüm beklenir mi yaşamak varken… Ölüm fikrini düşüncelerinden uzaklaştırmak istiyordu. Etrafına baktı, gülen insanlara baktı, koşuşturan çocuklara baktı, bu insanlarda mı ölümü bekliyordu?